Arabuluculukta Taraf Vekilliği

Taraf vekilliği, alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde tarafların menfaatleri doğrultusunda temsilinin sağlanmasıdır. Arabuluculukta taraf vekilliği; davranış, duygu, iletişim yönetimi, aynı zamanda esneklik ve etkin dinleme gibi yetkinlikler gerektirmektedir. Ek olarak, taraf vekillerinin ticari ve ekonomik analiz yapabilme becerilerinin de olması gerekmektedir. Taraf vekilleri alternatif uyuşmazlık çözüm sürecindeki rollerinin ne kadar farkında iseler süreci o kadar iyi yöneteceklerdir.

Arabuluculukta taraf vekillerinin görevi hukuki argümanlar sunmak, hukuki bir süreç yönetmek değildir. Görevi tarafların menfaatlerine uygun olarak kârlı çözümler sunarak iki taraf içinde tatmin edici (Win-Win) bir sonuca ulaşmaktır. Önemli bir diğer görev ise tarafların alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinin sonunda barışçıl bir sonuca ulaşıp sürecin yargıya taşınmasını engellemektir. Alternatif uyuşmazlık çözümünde ise süreç tamamen tarafların istekleri doğrultusunda ilerleyip finalde daha esnek, sürdürülebilir ve tatmin edici bir sonuca ulaşılacaktır ve şirketlerin itibarları da korunmuş olacaktır.

Yukarıda sayılanlar doğrultusunda sürdürülebilir bir ekonomi için taraf vekillerinin rolü oldukça önemlidir.

Arabuluculukta taraf vekillerinin pusulası her zaman müvekkilinin ihtiyaçlarıdır. Amacı ise karşı taraf ile müvekkilinin arasındaki ilişkinin sürdürülmesini sağlamaktır. Arabuluculukta taraf vekillerine müvekkillerinin ihtiyaçlarını tespit etmek, tüm riskleri değerlendirmek, karşı tarafı anlamak ve karşı tarafında ihtiyaçlarının farkına varmak gibi hassas ve yetenek gerektiren görevler düşmektedir. Günün sonunda hedef ise iki taraf arasında barışçıl ve mevcut ilişkinin sürdürüleceği en kazançlı çözüme ulaşmaktır. Kısaca özetlemek gerekirse, arabuluculukta taraf vekilliği, asgari oranda kaybetmeyi değil her iki taraf için de azami oranda kazanç sağlamayı hedeflemektir. Arabuluculuk sürecinde vekile düşen görevlerin hassas konular olmasının sebepleri aşağıdaki şekilde listelenebilir, bunlar:

  • Müvekkillerin gerçek dışı ve ihtiyaç dışı talepleri
  • Karşı tarafı anlamaya çalışmanın taviz vermek olarak algılanması
  • Tarafların müzakere etmeyi bildiğini ve arabuluculuğa ihtiyaç duymadığını düşünmesi
  • Tarafların duygusal sebeplerden dolayı kendini iletişime kapatması
  • Tarafların talep ettiği menfaate (ticari menfaat veya manevi menfaat) uygun bir sonuç bulunması

Bunlar doğrultusunda arabuluculukta taraf vekiline düşen başka bir görev ise müvekkiline ihtiyaçlarını belirleme konusunda yardım etmek ve sürdürülebilir ilişkiyi zedeleyecek ve ekonomik olmayan, gerçekdışı talepleri engellemektir.  Aynı zamanda duygusal süreci yönetmeli ve görüşmelerin objektif konular üzerinden ilerlemesinde yardımcı olmalıdır. Kişisel menfaatlerden uzak, ekonomik kazanç odaklı ve iki tarafa da kazandıran sonucun oluşmasını sağlamaktır. Bu doğrultuda toparlamak gerekirse arabuluculukta taraf vekilliği hukuki bilgi birikiminden ve hukuki argümandan daha fazlası demektir. Duygusal zekâ (EQ), empati yeteneği gibi özellikler de gerektirmektedir.

The Solution olarak amacımız, arabuluculuk ve diğer alternatif uyuşmazlık çözüm sürecinde taraflar için menfaatlerine en uygun şekilde sonuçlanacak bir taraf vekilliği için eğitim, danışmanlık ve destek hizmetleri vermektir.

 

‘’Hedef bugün kazanmanın ötesinde; ileriye dönük, daima kazançlı ve sürdürülebilir bir hayatın oluşmasında etkin rol almaktır’’

Paylaş